Ardından
herkesin lanet edeceğini bilen, ölüm döşeğindeki mezar soyguncusu oğluna şunu
vasiyet etmiş:
“Arkamdan
rahmet okutturacaksın!”
Oğlu
düşünmüş taşınmış “ne yapsam da babamın ardından rahmet okutsam?” diye, baba mesleğini
devam ettirmeye karar vermiş ama o babasından farklı olarak mezarı soymakla
yetinmiyor soyduğu ölülerin orasına burasına kazıkta çakıyormuş. gel zaman git
zaman köylüler şöyle der olmuşlar: “ rahmetli de soyuyordu ama hiç olmazsa kazık
sokmuyordu” bunu işiten oğlu babasının
vasiyetini yerine getirmiş olmanın mutluluğu içerisinde yaşamını sürdürmüş
gitmiş…
Gençliğimizde “Şehit Hama” ve “Mushaflar ve
Bombalar” adlı romanları okuyunca bir zalim tanımıştık. Baba Hafız Esed
ten bahsediyorum. Hama ve Humus’ta (2 Şubat 1982) 40 bin kişiyi katleden aşağılık insandan…
2000 de
karaciğer kanserinden ölence yerine geçen oğul Esed Suriye'nin
liderliğine geldiğinde reformcu kişiliği nedeniyle kendisine "Umut"
lakabı takılmıştı. Fakat bu imaj 15 Mart 2011 yılında ülkesinde başlayan olaylarla
birlikte halkın kâbusu haline dönüştü.
Kendi halkını gözünü
kırpmadan öldürecek kadar vampirleşen Esat yönetiminin Suriye de
yarattığı katliamda 100 binden fazla kişi ölmüş, 500 bini bizim ülkemizde olmak
üzere milyonlarca kişi komşu ülkelere sığınarak vatanlarını terk etmek zorunda
kalmışlardır.
Suriye’de
son yapılan kimyasal silah saldırısıyla bir çok masum insan sudan çıkmış balık
gibi çırpına çırpına can verirken, güç odakları sadece kaygılı olduklarını
bildirmekle yetinmişlerdir. Kuruluş amacı dünya barışını korumak olan BM
Dünyanın dört bir tarafında yapılan Müslüman kıyımını sadece izlemektedir.
Dünyanın
suskunluğundan cesaret alan Esad sadece babasını değil; Ebu Cehilleri,
Firavunları bile gölgede bırakmış ve onları mumla aratır olmuştur. Esad’ın
suç ortakları İran , Çin ve Rusya işlenilen cinayetlere ortaktır.. Baba
Esad, Hama katliamını yaptığında imam Humeyni, Esad’ın görüşme talebini
aylarca reddederek katliamı tasvip etmediğini ifade etmeye çalışırken bugün
imamın yolunda olduklarını iddia edenler Esad’ın yanında özgür Suriye
ordusuna karşı katliam yapabilmektedirler.
Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Saddam'ın mezar
taşının olmadığını, Esed'in de mezar taşı olmayacağını söylerken ne
kadarda haklıydı…
Görüldüğü gibi her şey
aslına rücu ediyor.Atalarımız
ne güzel söylemişler, "Katranı kaynatsan olur mu şeker/ Cinsine
tükürdüğüm cinsine çeker."
Bu gün Arap ülkelerine
liderlik yapanların ekseriyeti I.Dünya savaşı sonrası sömürgeciler tarafından atanmış
vali statüsündedirler. Her ne kadar isimleri “aslan” olsada onlar korkaktırlar. Esed ve benzerleri ; mezarı soymakla yetinmez, soyduğu mezardaki ölüye birde
kazık sokarlar...
Tarlaya
hangi tohumu ekerseniz, alacağınız ürün de o olur.
Hıyar tohumumdan, kayısı çıkmayacağına göre, oğul Esad da, baba Esadın yolunu
izleyecektir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder